Bize Yazın info@bizimhaber.de
Anasayfa » Türkiye » Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2002'den bugüne 13.291 tarihi eserin ana vatana iade edilmesini sağladık
Türkiye
06.08.2025

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2002'den bugüne 13.291 tarihi eserin ana vatana iade edilmesini sağladık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2002'den bugüne tam 13 bin 291 tarihi eserin ana vatana iade edilmesini sağladık. Bu eserlerin sonuncusu olan ve tam 65 yıl önce ülkemizden kaçırılan Marcus Aurelius bronz heykeli şu anda sizlerin ziyaretine açıktır." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi açılışına katıldı. 

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, bugün yıllık 800'e yaklaşan saha çalışmasıyla bu alandaki faaliyetleri hem kapsam hem de içerik itibarıyla çok önemli bir seviyeye ulaştırdıklarını ifade etti.

Karada kazı ekiplerinin, su altında ise dalgıç bilim insanlarının arkeolojide adeta destan yazdıklarını dile getiren Erdoğan, arkeolojide destan yazmanın ötesinde, insanlık tarihine eşsiz katkılar yapıldığını söyledi.

Türkiye'nin gerek toprak yüzeyi gerekse su altı keşiflerinde dünya arkeolojisinde ilk sırada yer aldığına işaret eden Erdoğan, "Mağara kazılarından Taştepeler Projesi'ne, höyüklerimizden klasik dönem kentlerine, Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı'ndan, Malazgirt Savaş Alanı araştırmalarına uzanan her çalışmayla Anadolu'nun kadim geçmişini farklı yönleriyle ortaya koyuyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'te Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji çalışması olan "Geleceğe Miras" projesini başlattıklarını anımsatarak bu projeyle Türkiye'de arkeolojiye ayrılan kaynağı katbekat artırdıklarını dile getirdi.

Türkiye'deki kazı başkanlıklarının sayısını son 7 yılda 151'den 250'nin üzerine çıkardıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sadece 2024 yılında kazı çalışmaları için 2 binden fazla uzman, 3 bini aşkın çalışanla arkeoloji faaliyetlerine önemli bir istihdam desteği sağladık. Geleceğe Miras projemizin neticelerini de kısa sürede almayı başardık. Projenin en somut çıktıları, kazı sürelerinde kendisini gösterdi. Daha önce kazılar kısıtlı bir süre zarfında yapılıyor, kazı sezonu yaklaşık 90 günden oluşuyordu. Kazı alanının açılıp kapatılma süreçleri de göz önüne alındığında bu süre neredeyse 40-50 güne düşüyordu. Sağladığımız yeni imkanlarla kazı süresini 12 aya çıkardık. Şimdi hocalarımız hava şartları uygun olduğu müddetçe kazı çalışmalarını çok yönlü bir şekilde gerçekleştiriyor. Kalan süreyi ise bu çalışmaların akademik süreçlerine teksif ediyor."

- "Büyüleyici bir tarih yolculuğuna çıkıyor"

Projenin diğer bir önemli sonucunun daha olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'deki kazı çalışmalarının 163 yıl önce Efes'te başladığını hatırlattı.

O dönemde yabancı hocalar tarafından yürütülen çalışmaların olduğunu ifade eden Erdoğan, proje ile ören yeri kazılarında Türk koordinatör kazı başkanlığı uygulamasını başlattıklarını söyledi.

Kazı alanlarını ihya etmeyi, bu alanları karşılama merkezleri, yürüyüş yollarıyla, yerli ve yabancı ziyaretçilerin istifadesine sunmayı sürdürdüklerini kaydeden Erdoğan, "27 noktada aldığımız Gece Müzeciliği uygulamasıyla ziyaretçiler yalnızca gündüz değil, gece de büyüleyici bir tarih yolculuğuna çıkıyor." dedi.

Erdoğan, bu ay itibarıyla Türk İslam Dönemi Mezar Taşları ve Kitabeleri Ulusal Envanter projesini de başlattıklarını dile getirerek bahse konu projeyle Anadolu'nun dört bir yanında Türk İslam dönemine ait mezar taşları ve kitabelerin tespit edildiğini, belgelendiğini ve ulusal veri tabanında bir araya getirildiğini aktardı.

Toplanan verileri, ulaşılan tüm eserleri çok hacimli bir külliyata dönüştürmeyi hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uzmanlarımız önce ülkemizi, ardından Türk'ün adım attığı her yeri inşallah karış karış gezecek ve kültür mirasımızı özenle kayıt altına alacaktır. Yakın zamana kadar geri plana itilen Türk İslam arkeolojisini hayata geçirmek de hamdolsun yine bize nasip oldu. Medeniyet mirasımızın izlerini evvela Anadolu'ya giriş kapımız olan Kars Ani Harabeleri'nde ardından da Ahlat'ta, Malazgirt'te sürmeye başladık. Her biri tarihe not düşen, maziyi atiyle buluşturan onlarca, yüzlerce çalışmaya imza attık."

- "Ayasofya-i Kebir Camii'ni tarihinin en kapsamlı restorasyon sürecine aldık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelere Türk İslam Arkeolojisi bölümlerini kurarak bu alana yeni bir soluk kazandırdıklarını, ülke çapında gerçekleştirilen etkinliklerle tarihi kültürel değerleri yaşamaya ve yaşatmaya özen gösterdiklerini ifade etti.

Hat sanatından minyatür sergilerine, farklı alanları kapsayan kültür yolu festivallerinin ve yaşayan miras şölenlerinin tüm hızıyla devam ettiğini belirten Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise "Bir Anadolu Şenliği" adı altında kültür ve sanat faaliyetlerinin icra edildiğini dile getirdi.

Kütüphanecilik başta olmak üzere, diğer alanlarda da yeni rekorlar kırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çok titiz bir restorasyon ve yeniden ihya çalışmasıyla 2023 yılında hizmete açtığımız Rami Kütüphanesi'ni 2,5 yılda tam 7 milyon kişi ziyaret etti. 86 yıllık aranın ardından, asli kimliğine kavuşturduğumuz Ayasofya-i Kebir Camii'ni tarihinin en kapsamlı restorasyon sürecine aldık. Galata Kulesi'ni eski ihtişamlı günleriyle yeniden buluşturduk. Çökme noktasına gelen Kız Kulesi'ni inşallah daha yüzyıllarca ayakta kalabilecek şekilde aslına sadık kalarak elden geçirdik. İstanbul Arkeoloji ve Ankara Resim Heykel Müzelerimizin bakım ve onarım çalışmalarını başarıyla nihayete erdirdik. Başkentimizin kangrene dönen CSO projesini, CSO Ada olarak hayata geçirdik. Bu dönüşümün bir sonraki durağı Haydarpaşa ve Sirkeci olacak. Bakanlığımız, gar, kültür ve sanatın iç içe olduğu güzel bir projeye imza atıyor. Projenin tamamlanmasıyla dünyanın göz bebeği İstanbul'un Anadolu yakası da önemli bir kültür ve sanat alanına sahip olacak. Böylelikle hem Haydarpaşa'da hem Sirkeci'de raylı ulaşım hizmetleri sürerken, kültür, sanat ve tarih de yeniden hayat bulacak."

- "Tarihi eserlerin iadesi için yoğun mücadele içindeyiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem gönül coğrafyasında hem de dünyanın diğer bölgelerinde sahip çıktıkları kültür varlıklarının her birini ihya ederken ülkeden kaçırılan tarihi eserlerin Türkiye'ye iadesi için de yoğun bir mücadele içinde olduklarını belirtti.

Yurt dışına çıkarılan bu eserleri uzun yıllar süren bilimsel çalışmaların yanı sıra hukuki ve diplomatik girişimlerle ait olduğu topraklara, Anadolu'ya getirdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"2002'den bugüne tam 13 bin 291 tarihi eserin ana vatana iade edilmesini sağladık. Bu eserlerin sonuncusu olan ve tam 65 yıl önce ülkemizden kaçırılan Marcus Aurelius bronz heykeli şu anda sizlerin ziyaretine açıktır. Türk arkeolojisinin öncü isimlerinden merhum Jale İnan Hocamız bu kıymetli parçanın bulunması için kolları sıvayan ilk isimdi. Eseri bulmak tabii ki yeterli olmadı. Getirilmesi için çok daha çetin bir mücadele verildi. Uzmanlarımız heykelin bize ait olduğunu ispatlamak için kaidesini santim santim ölçtüler, silikon kalıplarını çıkardılar, aynı bölgedeki diğer eserlerden numuneler topladılar. Sonunda bu eseri yeniden ülkemize kazandırdılar."

Jale İnan'ı şükranla anan, eserin iade sürecinde emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, "Şunu da asla unutmamanızı sizlerden istirham ediyorum. Bakınız, milletimizi esaret altına almayı amaçlayan Sevr Antlaşması'nın 421. maddesi antikalara dair halihazırda yürürlükte olan Osmanlı kanunlarının ilgası hükmünü içeriyordu. Yani tarihi ve kültürel mirasımız üzerindeki egemenliğimiz elimizden alınmak, medeniyet değerlerimiz ortadan kaldırılmak isteniyordu. Sevr'i yırtıp atarken aynı zamanda milletimizin kökleriyle bağını kesmeyi amaçlayan bu dayatmaları da boşa çıkarttık." diye konuştu.

- "Özveriyle yürüttüğünüz çalışmaların öneminin farkındayız"

Arkeoloji camiasının her bir mensubunun, milli varlığa sahip çıkarak tarihi bir misyonu ve mesuliyeti yerine getirdiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, sizin emeklerinizin, özveriyle yürüttüğünüz çalışmaların ülkemiz için taşıdığı önemin farkındayız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daima yanınızda olacağımızı bilmenizi özellikle istiyorum. Gerek tarihi eserlerimiz gerek kültür hazinemiz gerekse mimari yadigarlarımızın korunması için fedakarca çalışan tüm hocalarımıza, kardeşlerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum."

Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi'nin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, gençler başta olmak üzere arkeolojiye ilgi duyan tüm vatandaşları Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'ndeki sergileri ziyaret etmeye davet etti.

Erdoğan, programlarda emeği geçen başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy olmak üzere, tüm mesai arkadaşlarını tebrik etti.

- Programdan notlar

Programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy Türkiye'de ve dünyada çeşitli arkeolojik çalışmalara katılmış bilim insanlarının kaleme aldığı özgün 29 farklı makaleden oluşan kitabı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı öncesinde Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi'ni gezdi.

Erdoğan, sergide yurt dışından getirilen Marcus Aurelius heykeli önünde eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy ile fotoğraf çektirdi.

(Bitti)

Bizim Haber
Bizim Berlin
Site ve Dergilerimize Reklam vermek için bizi arayın.