Almanya'nın başkenti Berlin'de "Zafer'in Adı Türkiye" temasıyla 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri düzenlendi.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nde düzenlenen etkinlik, şehitler anısına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı ve dua okundu.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Gökhan Turan, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişiminin ve Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde vatandaşların sergilediği direnişin 9. yılının idrak edildiğini belirtti.
Turan, darbe girişimine karşı koyarken şehit olanları rahmet ve minnetle andı, gazilere şükranlarını sundu.
15 Temmuz'da yaşananların zihinlerdeki yerini hala koruduğunu ifade eden Turan, Türk milletinin, dünyada eşine az rastlanır bir kararlılık ve ferasetle tüm farklılıklarına rağmen devletin yanında tek yürek ve tek bilek olduğunu ve teröre karşı en güzel cevabı birlikte verdiğini anımsattı.
Turan, 15 Temmuz'un sadece bir darbenin önlenmesi değil aynı zamanda demokrasinin ve halk egemenliğinin daima hatırlanacak tarihi örneklerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Bu anlayışla 15 Temmuz'un 9. yıl dönümünde hep birlikte güçlü şekilde 'Zaferin adı Türkiye' diyoruz." ifadesini kullandı.
Türk milletinin, kendi iradesi üzerinde hiçbir vesayeti kabul etmediğini, devletini, demokratik değerlerini ve kazanımlarını korumak için hayatını feda etmeye hazır olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini belirten Turan, "Bu yönüyle 15 Temmuz tüm demokratik toplumlar için ders niteliği taşıyan bir hadise olmuştur." dedi.
Turan, bu darbe teşebbüsünün yalnızca Türkiye'nin iç güvenliğini ve anayasal düzenini hedef alan bir girişim olmadığını, aynı zamanda bölgesel ve küresel düzeyde istikrarı tehdit eden, demokratik değerleri ve uluslararası hukuku zedeleyen son derece tehlikeli bir kalkışma olduğunu dile getirdi.
Bugün benzer tehditlere karşı tüm ülkelerin daha dirençli, siyasi ve hukuki mekanizmalar geliştirmesinin bir sorumluluk haline geldiğini kaydeden Turan, FETÖ’yü kapalı, itaat kültürüne dayalı bir casusluk şebekesi niteliği taşıyan, ahlaki ve hukuki tüm evrensel değerleri kendi çıkarları uğruna araçsallaştıran son derece tehlikeli bir oluşum olarak nitelendirdi ve "FETÖ bir terör örgüdür." dedi.
Turan, FETÖ'nün sadece Türkiye için değil hala sinsice varlık gösterdiği ülkelerdeki Türk toplumu başta olmak üzere tüm demokratik yapılar için de ciddi bir tehdit unsuru olarak görülmesi gerektiğine dikkati çekti.
Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in adalete hesap vermeden ölümünün Türkiye'yi rehavete sokmayacağını, bu karanlık örgütle tamamen tasfiye oluncaya kadar mücadele edilmesi gerektiğini belirten Turan, şöyle konuştu:
"FETÖ'nün yurt içinde zemin kaybetmesinin ardından yurt dışındaki faaliyetlerini artırma çabası bizler için bir diğer öncelikli mücadele alanı oluşturmuştur. FETÖ'nün derin örgütlü, çok katmanlı ve uluslararası bağlantıları bulunan yapılanmasında pek çok gizli hücre barındıran bir terör örgütü olduğu unutulmamalıdır. Üyeleri devlete, vatana, millete sadakat ve aile bağlarına saygı yerine örgüte sadakat göstermekte, örgütü şuursuzca yüceltmektedir."
Turan, FETÖ’nün kendini bazen sivil toplum kuruluşu, bazen eğitim kuruluşu, bazen de dini vasfı olan bir topluluk kisvesi altına sokarak gizli gündemini ilerletmeye çalıştığını belirterek, ”Eğitim, diyalog, yardım faaliyeti gibi görünse de bu yapı, sivil toplum maskesiyle kamuoyunu yanıltmaya çalışmakta, kendi çıkarları doğrultusunda lobicilik faaliyetlerini yoğunlaştırmaktadır." dedi.
Örgütün bulunduğu ülkelerde kendine ekonomik, siyasi ve sosyal nüfuz alanları yaratmak için çeşitli yapılarla işbirliğine gittiğini anlatan Turan, “Er ya da geç bu terör ve suç örgütü tamamen çökertilecektir. Bu gerçekleştiğinde terör örgütünün bazı üçüncü ülkelerde ikamet eden mensupları, bu ülkeler için de tabii yük olacaktır." diye konuştu.
Turan, dost ve müttefik ülkelerdeki FETÖ yapılanmalarının büyük bir bölümünün, uluslararası işbirliği sayesinde akamete uğratıldığını ve pek çok ülkenin de örgütün eğitim ve sivil toplum kuruluşu görünümlü yapılarına son verdiğini aktardı.
Bu çerçevede Almanya'da olduğu gibi örgütün etkin olmaya çalıştığı ülkelerde yürütülen ikili temaslarla FETÖ'ye karşı mücadelenin güçlü şekilde devam ettiği bilgisini paylaşan Turan, "Bu süreçte en büyük güvencemiz siz kıymetli vatandaşlarımızın, sivil toplum temsilcilerimizin, akademisyenlerimizin ve iş insanlarımızın gösterdiği sağduyulu duruş ve milli birlik bilincidir. FETÖ'yle mücadele, yalnızca geçmişin bir hesabı değil geleceğimizin teminat altına alınmasıdır." şeklinde konuştu.
Turan, örgütün dini duyguları istismar eden ve aldatmayı yöntem haline getiren çift kimlikli sinsi yapısına karşı toplumsal hafızanın her daim diri tutulmasının, çocukların ve gençlerin doğru bilgiyle yetiştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Anma etkinliği kapsamında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin film gösterildi ve fotoğraf sergisi açıldı. Ayrıca "15/07 Şafak Vakti" filminin gösterimi yapıldı.
- "Zafer'in Adı Türkiye" paneli düzenlendi
Büyükelçilik'te yapılan anma töreni öncesinde "Zafer’in Adı Türkiye" paneli düzenlendi.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının katkılarıyla gerçekleşen ve SETA Berlin Koordinatörü Zafer Meşe’nin moderatörlüğünde düzenlenen panele Bonn Üniversitesi İleri Güvenlik, Stratejik ve Entegrasyon Çalışmaları Merkezi (CASSIS) Direktörü Prof. Dr. Ulrich Schlie, siyasi analist Klaus Jürgens, gazeteci Ewald König ve TV Berlin Genel Yayın Yönetmeni Dursun Yiğit katıldı.
Panelde 15 Temmuz darbe girişiminin siyasal, toplumsal ve uluslararası boyutları çok yönlü bir bakış açısıyla ele alındı.
Panelde ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran'ın etkinlik için gönderdiği mesaj okundu.
Öte yandan Türkiye'nin Berlin Başkonsolosluğunca 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Bisiklet Turu düzenlendi.