Avrupa’da Helal Bilincinin Güvenilir Adresi: EHZ

(Haber:Menderes Singin)

Röportaj: Menderes SİNGİN – Bizim Berlin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni 

Bizim Berlin: Sayın Çalkara, öncelikle röportaj davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Avrupa Helal Sertifikalama Enstitüsü (EHZ) hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Yusuf Çalkara: Biz teşekkür ederiz. Avrupa Helal Sertifikalama Enstitüsü, yani Europäisches Halal Zertifizierungsinstitut (EHZ), 2001 yılında kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir kurumdur. İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) çatısı altında faaliyet gösteriyoruz. Amacımız, Avrupa’da yaşayan Müslümanların güvenilir, kontrol edilmiş helal ürünlere kolaylıkla ulaşmalarını sağlamak. Çalışmalarımız gıdanın yanı sıra tekstil, kozmetik, eczacılık ürünleri gibi geniş bir yelpazeyi kapsıyor.

Bizim Berlin: Helal gıdanın önemi İslam inancında çok büyük. Siz bu kavramı nasıl tanımlıyorsunuz?

Yusuf Çalkara: Bizim için helal sadece “dinen izin verilen” anlamına gelmiyor. Helal ile birlikte “tayyip” kavramı da vardır, yani temiz, sağlıklı ve insan onuruna uygun. Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 168. ayette, “Ey insanlar! Yeryüzündeki helal ve tayyib olan şeylerden yiyin” buyruluyor. EHZ olarak bütün denetimlerimizi bu anlayış üzerine kuruyoruz: hem dini hem de hijyenik açıdan kusursuz bir üretim.

Bizim Berlin: Avrupa’da helal ürün bulmak artık kolay gibi görünüyor. Peki işin arka planında durum nasıl?

Yusuf Çalkara: Aslında tam tersine, büyük bir belirsizlik var. “Helal” kelimesi Avrupa’da yasal koruma altında değil. Yani bir üretici, hiçbir denetimden geçmeden ürününün üzerine “helal” yazabiliyor. Ne yazık ki birçok firma, helal etiketini ticari bir araç haline getirmiş durumda. Yeşil renk, hilal veya Arapça yazılarla süslenmiş logolar, Müslüman tüketicide güven algısı oluşturuyor ama çoğu bağımsız İslami otoritelere bağlı değil.

Bizim Berlin: Bu durumda tüketiciler neye dikkat etmeli?

Yusuf Çalkara: En önemli nokta, ürünün üzerinde hangi kurumun helal logosu olduğudur. Bizim EHZ logosunun ortasında internet adresimiz yer alır. Tüketiciler buradan hem firmayı hem de sertifikanın geçerliliğini kontrol edebilirler. Ayrıca her sertifika bir yıl geçerlidir. Denetçilerimiz bu süre boyunca üretim tesislerini düzenli olarak ziyaret eder. Süresi biten veya yenilenmeyen sertifikalarda logomuz kaldırılır. Dolayısıyla aynı markayı bir gün helal görüp ertesi gün logoyu bulamıyorsanız, o ürün artık bizim denetimimizde değildir.

Bizim Berlin: Helal sertifikası verme süreci nasıl işliyor?

Yusuf Çalkara: Öncelikle üretici firma başvuruda bulunuyor. Ardından EHZ denetçileri üretim tesisine gidip hem fiziksel hem de belgeler üzerinden inceleme yapıyor. Hazırlanan rapor, EHZ Bilirkişi Heyeti tarafından değerlendirilip onaylanıyor. Uygun bulunursa firmayla yazılı bir sözleşme imzalanıyor ve sertifika veriliyor. Bu süreçte her adım kayıt altına alınır. Şeffaflık bizim için en önemli ilkedir.

Bizim Berlin: Son olarak okuyucularımıza ne mesaj vermek istersiniz?

Yusuf Çalkara: Helal gıdaya dikkat etmek bir bilinç meselesidir. Biz Müslümanlar olarak sadece inancımız gereği değil, sağlığımız için de helal ve tayyip ürünleri tercih etmeliyiz.  Alışveriş yaparken logoları dikkatle inceleyin, hangi kurumun sertifikası olduğunu mutlaka kontrol edin. Rabbimiz bilinçli şekilde helal ve harama riayet eden kardeşlerimizin sayısını artırsın, amin.